İş dünyasının eğitim ve gelişim platformu BTSO Akademi kapsamında İklim Değişikliği Başkanlığı ile birlikte gerçekleştirilen toplantı BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Batmaz, BTSO Meclis Üyeleri ve iş dünyası temsilcilerinin yoğun katılımıyla düzenlendi. Programda İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Mehrali Ecer ve alanında uzman isimler, Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve Ulusal Taksonomi, Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Yeşil Dönüşüm Finans Araçları gibi önemli konularda bilgiler verdi. Programın açılışında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Batmaz, BTSO Akademi Projesi ile şimdiye kadar 700’ün üzerinde düzenlenen eğitim organizasyonlarından yaklaşık 110 bin BTSO üyesinin faydalandığını söyledi. Batmaz, söz konusu eğitim programlarında iş dünyasını ticarette yaşanan değişim ve dönüşüm sürecine hazırlamak istediklerini ifade etti.
“İhracatçıların maliyetleri artabilir”
Ticaretin kurallarının artık sadece üretim miktarı ve kaliteyle değil, aynı zamanda çevreyle uyumlu, sürdürülebilir bir yapıyla yeniden yazıldığını belirten Batmaz, “Bu yeni düzenin en somut adımlarından biri, Avrupa Birliği tarafından hayata geçirilen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasıdır. 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girecek olan bu mekanizmayla birlikte karbon ayak izine duyarlı bir üretim anlayışı, tüm sektörlerimiz için kaçınılmaz hale gelecektir. Bu yeni döneme hızla uyum sağlamamız gerektiği aşikârdır. Aksi takdirde, ihracatta ciddi maliyet artışlarıyla karşılaşma riskimiz bulunmaktadır. Uzmanların öngörülerine göre, bu maliyetler %30’lara kadar yükselebilir. Ancak, her kriz aynı zamanda yeni fırsatları da beraberinde getirir. Bursa iş dünyası olarak bizler, bu süreci bir tehdit değil, bir fırsat olarak görmeliyiz. Yeşil dönüşüm, Bursa’nın yalnızca çevre dostu üretim kapasitesini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda uluslararası rekabette elini güçlendirecektir.” diye konuştu.“Bursa’nın sadece bugünü değil, yarını da şekillenecek”
Bu durumu avantaja çevirmek için yapılması gerekenleri paylaşan Batmaz, “Öncelikle, üretim süreçlerimizde enerji verimliliğini artırmalı ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapmalıyız. Karbon emisyonlarını ölçerek, bunları azaltmaya yönelik stratejiler geliştirmeliyiz. Döngüsel ekonomi ilkelerini benimsemeli, atık yönetimimizi iyileştirmeliyiz. Çevre dostu üretim standartlarını uygulayarak uluslararası sertifikalarımızı tamamlamalıyız. Bu büyük dönüşümleri bireysel çabalarla gerçekleştirmek elbette kolay değil. İşte burada İklim Değişikliği Başkanlığı ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası gibi kurumlar devreye girmektedir. Gerçekleştirdiği projelerle sadece bugünü değil geleceği de kurgulayan Odamız, Bursa’da yeşil dönüşüme de rehberlik eden bir merkez haline gelmiştir. BTSO olarak firmalarımızın sunduğumuz hizmetlerden çok daha aktif bir şekilde faydalanmasını arzu ediyoruz. Çünkü attığımız her adım, yalnızca bugünü değil, Bursa’nın yarınlarını da şekillendirecektir. Hep birlikte Bursa’yı, çevre dostu üretimin ve sürdürülebilir kalkınmanın merkezi haline getireceğimize inancım tam.” dedi.
“1 Ocak 2026’da SKDM mali yükümlülükleri başlıyor”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Mehrali Ecer, Başkanlık koordinasyonunda yapılan “Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Bilgilendirme ve İstişare Toplantıları’nın 14’üncüsünü Bursa’da düzenlediklerini belirterek, toplantıya ev sahipliği yapan BTSO’ya teşekkür etti. Bursa’nın Türkiye’nin ihracatında önemli bir paya sahip olduğunu belirten Ecer, “Bursa birçok sektörde üretim yapan ve özellikle Avrupa Birliği’ne ihracat gerçekleştiren bir şehir. Dolayısıyla Bursa’da yeşil dönüşüm için hazırlıklara hız vermemiz gerekiyor.” dedi. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat ile 2050 yılı için net sıfır emisyon hedefi belirlediğini hatırlatan Ecer, konuşmasına şöyle devam etti: “Avrupa Birliği’nin yeni büyüme stratejisi olan bu anlaşmada bizi ilgilendiren en önemli kısım, sınırda karbon düzenleme mekanizması. Üretiminiz bu mekanizmanın şartlarını yerine getirmiyorsa artık mali yükümlülükleri karşılamak zorundasınız.”“Yeşil Dönüşüm fonları 3,3 Trilyon dolara ulaştı”
Ülke olarak yaşanan paradigma değişimini aşabilmek adına hazırlık yaptıklarını kaydeden Ecer, Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi’ni (ETS) kurmak üzere çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Bu sistemde artık son aşamaya geldiklerinin bilgisini veren Ecer, “Bu çalışmayı 2015 yılında başlattık. Sera gazı emisyonlarını izliyoruz. Türkiye’nin emisyonları 550 milyon ton seviyesinde ve dünya emisyonlarının yüzde 1’ine tekabül ediyor. Biz 270 milyon ton emisyonu tesis bazında biliyoruz. Bu sistem sayesinde SKDM mali yükümlülükleri karşısında üreticilerimizi korumuş olacağız.” dedi. Yeşil dönüşüm için en önemli araçlardan birinin de finansman olduğunu ifade eden Ecer, dünya genelinde yeşil finansman fonlarının 3,3 trilyon dolara ulaştığını vurguladı. Paris İklim Anlaşması gereğince gelişmiş ülkelerin her yıl gelişmekte olan ülkelere 300 milyon dolar seviyesinde finansman sağlamak zorunda olduğunu kaydeden Ecer, bu finansmana erişim için Türkiye Yeşil Taksonomi Yönetmeliğini hazırladıklarını ve yakın zamanda yayınlayacaklarını sözlerine ekledi.