Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu yıl 8.'si düzenlenen Türk-Alman ekonomi Günü’ne katılmak üzere Almanya’ya geldi. “Avrupa Türk İş İnsanları ve Sanayicileri Derneği (ATİAD) tarafından Düsseldorf Kongre Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe katılan Şimşek, konuşmasına Almanca “Bugün burada bulunmaktan memnuniyet duyuyorum” diyerek başladı. Şimşek, “Bir sunum yapmak istiyorum hem Türkiye ekonomisinin içinden geçtiği süreçle ilgili olarak hem de Türk-Alman ilişkileri ile ilgili olarak. Biz Türk girişimcilerin Almanya’da yatırım yapmasından memnunuz, aynı zamanda Türkiye’de yatırım yapmanızı isteriz. O nedenle çok kısa bir şekilde Türkiye'nin neden yatırımcı için cazip bir ülke olduğundan bahsedeceğim” dedi.
Orta vadeli bir programları olduğunu belirten Şimşek, “Temel makroekonomik dengesizlikleri çözmek için uygulamaya koyduğumuz bir program. Ve bu programımız da çalışıyor. Türkiye, Almanya kadar olmasa da büyük bir ekonomi. Geçen sene cari kurlarla 1,1 trilyonu aştı ama nüfusuna, çalışma çağındaki nüfusuna, satın alma gücü paritesiyle milli gelirine baktığınız zaman neredeyse 15-17 Avrupa Birliği üyesi ülke büyüklüğünde bir ülke. Yatırım yapmak için gittiğiniz pazarın büyük olması önemli. O anlamda Türkiye büyük ve önemli bir partner” diye konuştu.
"Borçluluğun düşük olması büyüme açısından önemli"
Büyüme potansiyeline bakıldığı zaman son yüzyılda ortalama büyümenin reel olarak yüzde 4 olduğunu söyleyen Şimşek, “Ama son 20 yıla baktığınız zaman ortalama reel büyüme yüzde 5,4. Türkiye’nin reel performansı 2002'yi 100 olarak alırsanız 2023'de 300'ün üzerine çıkmış. Aynı dönemde Çin, Hindistan hariç gelişmekte olan ülkeler 100’den 217’ye çıkmış. Dolayısıyla gerçekten Türkiye hem büyük bir ekonomi, hem de son 20 yılda performansı güçlü bir ekonomi” ifadelerini kullandı.Dünyada büyük bir borç sorununun olduğunu aktaran Şimşek, “Faizler yüksek. O nedenle borçluluğun düşük olması büyüme açısından önemli. Almanya bu konuda en dirayetli ve en disiplinli ülkelerden bir tanesi. Türkiye’nin toplam borcu, özel sektör, hane halkı, şirketlerin, finans sektörünün, devletin toplam borcu milli gelire oranı yüzde 108. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 255, dünyada da yüzde 330’un üzerinde” şeklinde konuştu.Jeostratejik rekabetlerin gerilimlere yol açtığını dile getiren Şimşek, “Dünyada ticarette kırılmalar var. Jeostratejik rekabet gerilimlere yol açıyor ve ticarette parçalanmalar var. Türkiye bu dönemde yakın coğrafyalardan tedarik konusunda avantajlı. Avrupa Birliği ile 1963'ten beri bir diyaloğumuz var, angajmanımız var ve bir ortaklığımız var. O nedenle biz Avrupa‘yla dostuz” dedi.
"Bizim önceliğimiz fiyat istikrarı"
Görüş farklılıklarının olduğunu ancak yine de Gümrük Birliği üzerinden Avrupa Birliği ile kendilerini dost olarak gördüklerini vurgulayan Şimşek, “Dolayısıyla hem yakınız hem dostuz. Orta Asya‘yla, Kuzey Afrika‘yla, Orta Doğu‘yla hem yakınız hem dostuz. Dolayısıyla dünyadaki bu jeostratejik rekabetten kaynaklı fragmentasyonun, yani ticaretteki parçalanmanın bizi çok olumsuz etkilememesi bekleniyor” diye konuştu.Önceliklerinin enflasyonun tek haneye düşürülmesi olduğunu söyleyen Şimşek, “Bizim önceliğimiz fiyat istikrarı, yani enflasyonun tek haneye düşürülmesi, mali disiplin ve tabii ki yapısal dönüşüm. Yapısal dönüşümden kastettiğimiz yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve sanayide dönüşüm bütün bunlar bize daha yüksek sürdürebilir büyümenin imkanını arttıracak” ifadelerini kullandı.